Çocuk kitapları, bazen bir anne şefkatiyle kulağına eğilir fısıldar, bazen bir dost eli gibi dürter seni. Bazen de arkandan bağırır; koşma, dur! Nereye yetişmeye çalışıyorsun? diye. Sorgularsın. Sonra durduğunda nefes nefese kaldığını hissedersin ve işte o an yeniden nefes almaya başlarsın ve görürsün; yanı başından geçip gittiğin ağacı, başının üstündeki kuşları, su birikintisinden su içen kediyi, yoğurt kabına dikilmiş pencere önü çiçeklerini, bir parça simit için uçuşan martıları, yıldızları, ayı, güneşi, yağmuru, toprağı... Ve en önemlisi kendini. 

    Akreple yelkovanın prangalarından bulutların kanatlarına terfi edersin. Sonra daha iyi anlarsın. Vapurda kış ayazında bile dışarda oturanları, yağmurda ıslanmak için şemsiye kapatanları, su birikintisinden, çamurdan, narın lekesinden korkmayanları, ekmek arası domates peyniri dünyanın en leziz yemeği gibi yiyenleri. 

    Nitelikli çocuk kitapları; kendine sarılmayı, "seni seviyorum" diyebilmeyi, teşekkür edebilmeyi öğretir. Perdeyi havalandıran bir rüzgar misali çocukluk zamanlarını estirir püfür püfür. İçindeki çocuğun saçlarına dokunur, sırtını sıvazlar. Ve bir kez hissettin mi o rüzgarı, hayat artık başka türlü akmaya başlar. Pencerene kuşlar konar, yağmur damlaları düşer. Burnuna ocakta kaynayan taze vişne reçeli kokusu gelir konar. İşte o zaman ben yaşıyorum dersin. Hakkındır bunu demek.
 

   Nitelikli çocuk kitaplarıyla henüz tanışmadıysanız başlangıç için önerebileceğim üç tane kıymetli kitap var. Küçük Prens, Kumkurdu ve Momo.