Ah ilk kitaplar! Yazandan bir parça kopacak da evrende yıldız gibi parlayacakmışçasına müstesna bir öneme sahip ilk kitaplar. Bu önem hem yazarlar hem de edebiyat tarihi için geçerli. Biz de bu heyecana ortağız ve büyük bir zevkle yazarların ilk göz ağrılarının görünürlüğüne katkı sunmayı görev biliyoruz.
Ümit Yaban

"Ümit Yaban ile İlk Ümit" röportajları yeni konukların ilk kitaplarıyla romanoku.org adresinde devam ediyor.
Ümit Yaban'ın bu seride sitemizdeki ikinci röportajının konuğu "Uçacak Ninnisi" adlı kitabıyla Gül Parlak.

Sayın Gül Parlak ilk kitabınız Uçacak Ninnisi’ni kutlarım, Mimas Yayınları’ndan elimize geçti, keyifle okuduk teşekkürler. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Gül Parlak kimdir?

Heyecanımı paylaştığınız için ben teşekkür ederim. Bebeklikten çıkıp anlatılanları dinleyip anlamaya başladığımdan itibaren babacığım bana hikâyeler anlattı. Kül Kedisi, Kırmızı Başlıklı Kız masallarından çok önce Arzu ile Kamber, Ferhat’la Şirin, Şahmeran ve daha nicelerini dinleyerek uykuya daldım. Büyüme yolculuğum boyunca toprağın kabarmasını, çiçeklerin tomurcuklanmasını, ağaçların yeşerip yaprak vermesini izledim. Kuşların bahçemizi neşelendirmek için söylediği şarkılara eşlik ettim. Çinko çatıya göz kulak olan meşe ağacına sır verdim. Öykülerim, beni büyüten sevgiye ve bir zamanlar birlikte nefes aldığım o bahçeye aittir.
Yazma yolculuğu nasıl başladı? Yolda bir atölye ya da editörden destek aldınız mı? Bu yolculuğa yeni çıkanlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
Yazmaya günlüklerle başladım. Olan biteni biraz endamlı hale getirip biraz da gizem katarak yazardım. Benim için yazdığım günlüklerin en keyifli tarafı bir iki yıl sonra tekrar açıp okumaktı. Geçmiş zaman bugün diye anlatır ya teyzeler öyle bakardım duruma. Hala da devam eden bir huydur bende. Üç yıl önce bugün kişisel tarihimde neler olmuş diye merak ederim.
Benim yazı yolculuğum atölyeyle başladı diyebilirim. Kısacık öykülerle başladım. Yüreklendirme ve cesaretlendirme olmasaydı kelimelerim genişleyemezdi. Arkadaşlarım okusun, beğensin diye yazardım. Hoş hâlâ ilk niyetim odur. Tavsiye verecek konumda değilim henüz.
Yaşanmışlıklar, gözlemlediklerimiz, iç dünyamız yazdıklarımızın bel kemiği olsa da sizin yazarken ilham kaynaklarınız, hikayelerinizin temelini oluşturan unsurlar nelerdir?
Kitabı okuyanlar görecektir, ilham kaynağım doğa. Kelimelerim, patikalara sapmak, dere sesine karışmak, sarmaşıkla sarmaşık, cevizle ceviz içi olmak ister. İnsanlar hep asmada. Üzüm yesin, aman ha kimseleri dövmesin diye.
Yazım süreciniz belirli bir disiplin veya ritüel çerçevesinde mi ilerliyor? Yazar tıkanıklığını aşmak için benimsediğiniz özel yöntemler var mı?
Belirli bir ritüelim yok. Sonbahar gelsin yeterli. Esinti, çisenti, börtü böcek dile gelir. Rüzgâr bir eser, her daldan başka bir öykü düşer. Biri toprağa biri dereye biri de bana.
Kitabınızın genel teması nedir? Temayı oluştururken bilinçli bir şekilde mi hareket ettiniz yoksa yazım sürecinde kendiliğinden mi ortaya çıktı?

Uçacak Ninnisi’nin teması, kayıplar. Çocukluğun, masumiyetin, vaktin yitip gitmesi. Ağacın, kuşun, insanın vedası. Yazım sürecinde, kendiliğinden ortaya çıktı. Dönüp dolaşıp aynı yere bağlandı sözüm.
Kitabınızı okuyan birinin aklında en çok hangi soruların veya duyguların kalmasını isterdiniz?
“Üzüm bir çöpten olur. Kısa çöpten. Cılız, eğri büğrü. Bir çöpten ne olur dersin, olur. Toprağın kucağına kucağına bastırırsın yeşerir bahara”
İyilik ve umut kalsın.
Kitabınızı yazarken ve yayımlarken aldığınız en değerli tavsiye ne oldu?
Tavsiyeler, dilimi değiştirmemem ve özgünlüğümü korumam konusunda oldu. İşin erbabı, çok kısa yazdığımı biraz daha ayrıntılı yazmamı, özün dışına doğru süzülmem kabuğa kadar her şeyi ince ince, acele etmeden yavaşça anlatmam gerektiğini öğütledi.
Yeni dosya hazırlığınız var mı? İlk kitap tecrübesini yaşamış biri olarak, ikinci dosya hazırlığında mutlaka buna dikkat edeceğim dediğiniz başlıklar neler?
Yeni dosya hazırlığı değilse bile yarım bırakılmış çok sayıda öykü var. Onların gönlünü almayı düşünüyorum. Eğer kendi kafalarına göre gitmekten alıkoyabilirsem ikinci öykü dosyamda kurguya ağırlık vereceğim. Daha sürprizli, merak uyandırıcı öyküler yazmaya çalışacağım.

Sorularımla okuyanların hem sizi daha iyi tanıması hem de kendi kafalarındaki soru işaretlerine bu yoldan geçmiş birinden cevap bulmalarını diledim. İkinci kitabınızı heves ile bekliyorum. Gönlünüze, kaleminize layık ömrünüz olsun. Teşekkürler.
Uçacak Ninnisi’ne yer verdiğiniz için ben teşekkür ederim.
Gül Parlak,
Uçacak Ninnisi,
77 Sayfa,Mimas Yayınları
Söyleşi: Ümit Yaban, 15.08.2025
