Çukurova kuraklığında büyümüş çocuklardandım. Üzerinde güneş batmayan şehrinde doğmuş, büyümüş günü gelince veda etmiş genç bir kadın olarak dönüp ardımda bıraktığım zamanlara, mekanlara bakınca bugün üzerinde denge sağlamaya çalıştığım bu çağa ne güzel masallar,efsaneler dinleyerek geldiğimi anımsadım. Bugün size içlerinde beni en çok etkilemiş olan efsaneden bahsetmek istiyorum. Yaşar KEMAL çocuklarının aşina olduğu bir efsanedir ‘Anavarza Kalesi’.
"Adana"nın Kozan ilçesinin Dilekkaya Köyü’nde yer alan Anavarza Antik Kenti Çukurova’nın tam ortasında yer almaktadır. Bazı kaynaklarda ve ağızlarda “Kilikya’nın Efesi” olarak adlandırılmaktadır. Kale yalçın bir kaya üzerindedir. Şehir kalenin eteklerine kurulmuştur.’
Bugün şehir ve kale kalıntıları halen ayakta durmaktadır. Bu tarihi kalıntının güzel de bir efsanesi vardır.
Vaktiyle Anavarza çok mutlu bir şehirmiş, halk huzur içerisinde yaşarmış. Anavarza Kralı’nın güzeller güzeli bir de kızı varmış. Bu kızın dillere destan güzelliği yanı sıra akıllı, çalışkan ve terbiyeli olduğu adeta dillere pelesenk olmuş. Günlerden bir gün Anavarza Kralı’nın kızına hem Sis Kralı’nın oğlu hem de Misis Antik Kenti Kralı’nın oğlu talip olmuşlar. Her iki krala da Anavarza Kralı’nı halkı ile tehdit ederek ısrarcı olmuşlar. Kral ve kızı bu durum karşısında krallıklardan şehre su yolu yapmalarını iatemişler. Şehre en bol suyu en kısa sürede getiren kralın oğlu ile güzel kız evlenecektir.
"Bu koku Anavarza kayalıklarının kokusuydu. Arılar, kertenkeleler, kekik yavruları,yuvaları, kartal yuvaları,çıngıraklıyılanlar, ok yılanları da böyle kokarlardı. Hoş, ballı, bayıltıcı bir kokudur bu b ahar güneşinde. Anavarza kayalıklarında yağmur da başka türlü kokar, o da ıslak kaya kokar."
Babasına diyememiş lakin güzel kız içten içe sevdiği Sis Prensi’nin en kısa sürede şehre su getirmesi için dualar edermiş. Maalesef bu gerçekleşememiş. Sis Prensi su yolunu betondan yaparken, kolay yola kaçıp kerpiçten suyolu yapan Misis Antik Kenti Prensi suyu şehre daha önce getirmiş… Güzel kızı bu duruma dayanamamış ve kendisini Anavarza Kalesi’nin kayalıkları üzerinden aşağı atmış. İşte, nesilden nesle aktarılarak günümüze kadar gelen bu yürek acıtan efsane kısaca böyledir.
Derler ki, Anavarza o günden sonra bir daha şenlik nedir bilmemiş.
Yaşar Kemal İnce Memed adlı kitabında, Anavarza Kralı’nın güzel kızının kendisini üzerinden aşağı attığı Anavarza kayalıkları hakkında şöyle yazmıştır: "Anavarza Kalesi’nin kayalıkları kuzeyden güneye uzanmış bir gemiye benzer. Üstündeki eskimiş, dökülmüş örenleri, yıkıntılarıyla. Anavarza gemisi her zaman durgun bir denizde hiç sallanmadan ağır ağır ilerler." (Yaşar Kemal/ İnce Memed-2, sayfa10.)
Çukurova’nın buram buram pamuk kokan, alın teri kokan, mertlik ve namertlik kokan eserleri ile Yaşar Kemal, özellikle İnce Memed-2 kitabında Anavarza Kalesinden sıkça söz etmektedir.
Yaşar Kemal’in Anavarza Kalesi’den bahsettiği eserlerinden bazı alıntılarla bu efsanenin içimize işleyişi ile sizi baş başa bırakmak isterim.
-
Anavarza Ağıdından bir dörtlük: "Anavarza ot oynağı/Kana belenmiş gömleği/Kıyman aşiretler kıyman/Kör karının bir değneği" (Yaşar Kemal/ Ağıtlar, sayfa8.)
-
"Anavarza toprağı taze bir canlılar kaynaşması hızında, kıyametinde uğundu." (Yaşar Kemal/ İnce Medeb-2, sayfa251,)
-
"Bu koku Anavarza kayalıklarının kokusuydu. Arılar, kertenkeleler, kekik yavruları,yuvaları, kartal yuvaları,çıngıraklıyılanlar, ok yılanları da böyle kokarlardı. Hoş, ballı, bayıltıcı bir kokudur bu b ahar güneşinde. Anavarza kayalıklarında yağmur da başka türlü kokar, o da ıslak kaya kokar." (Yaşar Kemal/ Yılanı Öldürseler, sayfa 8.)
2017-2018 yılları içersinde bizzat gidip görme şansını elde ettiğim Anavarza Kalesine; olurda yolunuz çorak Çukurova topraklarına düşerse o dağı tırmanıp kaleyi görmenizi şiddetle tavsiye ederim. Oldukça zahmetli bir yolu arşınladıktan sonra İnce Memed’in silueti karşınızda belirecektir.