top of page
bediha hoca.jpg

Bediha Yılmaz

06.03.2021

BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE

“Bizim kısmetimize bataklıklar ve taşlar çıktı, fakat biz onları işledik

ve uygar bir ülke kurduk...” 

WhatsApp Image 2021-03-06 at 19.48.29.jp
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle

   Her kitabın bir zamanı olduğunu düşünürüm. Bazen alıp elimizde bekleyen kitaplar olur. Bazen de kitap elimize gelmeden okumaya başladığımız kitaplar. Her kitap kendi zamanını bekler ve zamanı geldiğinde bir şekilde kendini okutur. Bende öyle olmuştur. Bu kitabı iki yıl önce aldım. Önce bekledi bekledi, kenarda durarak demlendi. Birkaç kez okumak istesem de elime alamadım derken nihayetinde yeni yılın ilk günlerinde okudum. Çok güzel bir zamanda okuduğumun farkına vardım, mutlu oldum.

   Kitap o kadar kıymetli, o kadar dolu ve o kadar öğretici ki; Mustafa Kemal Atatürk'ün kitaba önem vermesini, müfredata koymak istemesini çok iyi anlıyorum. Hatta sadece öğrenciler değil, herkes okumalı ve illaki önce büyükler.

    Şu alıntıyla başlamak istiyorum;

   "Ülke yoksuldur, hem de her açıdan. Fakat çalışma enerjisi ve azmi, kendi fakir toprağına olan bağlılık ve sevgi bakımından çok zengindir."

      Yazarımız Rusya'nın eski papazlarından ve saygıdeğer biridir. Hitabet yeteneği kuvvetli. Milli değerler ve kişisel değerler hususunda muzdarip olduğu için bu temada yazılar yazar. Bir gün, bataklığın içinde varolan, yaşayan, büyüyen ve gelişen Finlandiya'yı keşfeder ve ülkeyi yakından incelemek ister. Böylelikle harikulade kitabı doğuracak olan keşif yolculuğuna başlar. Ülkeyi baştan sona, karış karış inceler. Bilmediğini sorar, merak ettiğini irdeler. Gördüğü, öğrendiği her şeyi not alır, kaydeder. Gözlemlerini ve deneyimlerini harikulade bir şekilde kaleme alır.

   

    Bir alıntı; “Bu başarıların ülkenin sahip olduğu asgari olanak ve kaynaklarla elde edildiğini unutmamak lazım.”

    Kitaptaki her kısım üzerine uzun uzun konuşulacak ve kıymetli meseleler. Kısaca değinecek olursam; eğitim, inanç, bilgi, meslek, spor, marifet, paylaşım, iç huzur, birlik, coşku, çalışkanlık gibi mühim hususları ele alıyor. Fin halkının paradan daha önemli olan bu hususları yaşamlarına nasıl işlediklerini ince ince anlatıyor. Devlet yönetimi, aile yönetimi, kişinin kendini yönetmesi gibi hususlarda rehber niteliğinde olan bu güzel eseri biz okurlarına sunuyor. Bende büyük etki yaratan bir paragraf bırakmak istiyorum tam da buraya. Ülkenin yöneticisi din adamlarına seslenir, söylediği şeylerden bir kısmı tam olarak şöyledir;

“Saygıdeğer din adamları! İki milyonluk Fin halkı adına, gözyaşlarımla size sesleniyorum; gerçekleri, bir ölü toprağı misali, kalın tabaka gibi kaplayarak, halktan gizleyen din öğretisini bir tarafa bırakın ve halka gerçekleri anlatın. Yaşlı, çocuk, genç ve yetişkin, herkeste canlı bir ruhun uyanmasını sağlayın.

Oynayan çocukların Üstten Görünüm

     Gerçeği görmenin, gerçeği keşfetmenin ve gerçeği yaşamanın önemini olabildiğince harika bir şekilde anlatmış. Gerçek yoksa hikaye vardır. Hikayeler de yaşanır fakat gerçeği yaşamak daha bir başkadır. Aslında yaşamaktan önce o gerçeği anlamak, anlatmak da başlı başına bir zanaattır. Bu bağlamda bize öncü olacak eserlerden biri olduğunu düşünüyorum.

    Çalışkanlığın, birliğin önemini vurgulaması, eğitimsiz hiçbir şey olmayacağını tatlı tatlı işlemiş ki, en muzdarip olduğum, dönüşüm geçirmemiz gerektiğini düşündüğüm noktalardan bir diğeri de budur. Okurken içime içime işlediğini söylemem gerekir. Yaşanmış olaylardan örnek vermesi, çabanın olduğu yerde nelerin oluştuğunu göstermesi de kitabı güzel kılan hususlardan biriydi. Buraya hemen bir alıntı bırakmak istiyorum; “Bizim kısmetimize bataklıklar ve taşlar çıktı, fakat biz onları işledik ve uygar bir ülke kurduk” diyen Finlandiyalı'lar bunu asırlık bir emek ve azimli çalışma sonucu elde ettiler.

      Tüm konulardan genel bir çıkarım yapmam gerekirse şöyle bir örnek vermek istiyorum; elmasın ilk hali simsiyah bir kömürdür. Bir usta onu keşfeder. Kömürü alır, işler ve ışıl ışıl elmas haline getirir. Kapkara bir taş parçası ışıldayan, kıymetli bir taşa dönüşür. Toplum da, birey de bu şekildedir. Bir şekilde vardır. Toplumu yöneten kişi, bireyi kendisi keşfeder. Yönetici toplumunun üzerinde, kişi kendi iç dünyasında çalışmalar yaparsa toplum da, birey de ışıldayan bir varlığa dönüşebilir. Kitabın tam olarak özeti bu olabilir bence.

    Bu kitap 7'den 70'e herkesin okuması gereken bir kitap. Her evde olması gereken bir kitap. Toplumun ya da kişinin üzerindeki çamurları sıvayıp içindeki zambağı, o güzelim çiçeği meydana çıkartan bir kitap. Kimine öğretmen, kimine ilham kaynağı olacak bir kitap. Şevkle tavsiye ediyorum. Okumanız hususunda en derin ricalarımı sunuyorum.

     Okuyalım ki değişelim. Değişelim ki büyüyelim. Büyüyelim ki vatanımıza, toprağımıza, ailemize, insanlarımıza faydalı bireyler haline gelelim. Çokça sevgiler sevgili kitap kurtları.​

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page