top of page
BUZUN ALTINDA
“Ölmek istemiyorum,” dedi.
Gözleri açıktı.
Elleri elimdeydi.
Ağlıyordu.
“Ölümden değil,
günahımdan korkuyorum…
Ben bir günahkârım.”
Savaştaydık, Rusya’da.
Kucağımda kızım,
elimde oğlum vardı.
Kaçıyorduk.
Buz tutmuş bir göl,
üstünden koşuyorduk.
Bir patlama oldu,
her şey sarsıldı.
Oğlum…
bir anda elimden kaydı.
Çatlayan buzdan
suya düştü.
Duramadım.
Dönemedim.
Koştum.
Durabilirdim.
Oğlumu sudan çıkarabilirdim.
Ama kaçmaya devam ettim.
Kızım yaşıyor.
Ben yaşıyorum.
Ama içim o gölde kaldı.
Oğlum, o suda kaldı.
Yıllar geçti.
Bir hayat kurdum.
Ama o an,
hiç bırakmadı beni.
Şimdi,
ölüm döşeğindeyim.
Ve hâlâ…
anneliğimden utanıyorum.
Ve bu günahımı
artık söylüyorum.”
Dedi.
Sonra gözlerini kapadı.
Sonsuz uykuya daldı.

bottom of page