AyÅŸegül ATILGAN
20.03.2025
Nasıl Yaşarsın?
Çocuk ve Balıkçıl
Elli yılı aÅŸkın süredir animasyon dünyasının içinde olan Hayao Miyazaki’nin dünyasına Yürüyen Åžato filmiyle girdim. Sonra dünyasını anlayacak, Çocuk ve Balıkçıl filmi üzerine yazı kaleme alacak kadar filmini izledim.
Çocuk ve Balıkçıl, Hayao Miyazaki’nin yönetmen ve senaristliÄŸini yaptığı torununa miras bıraktığı son filmi. Japonya’da “Nasıl YaÅŸarsın” adıyla vizyona giren film ikinci Dünya Savaşında annesini bir yangında kaybeden Mahito’nun yasla baÅŸa çıkma sürecini anlatır.
Film, Mahito’nun yangına bizzat ÅŸahit olduÄŸu sahneyle baÅŸlar. Babasıyla Tokyo’ya teyzesinin yanına taşınırlar. Taşındıkları evde Mahito Balıkçıl ile karşılaşır. Balıkçıl, Mahito’nun içindeki huzursuzluÄŸu tetikler. Mahito, okula baÅŸladığında Balıkçıl ile daha az
karışılacaklarını düÅŸünürken uÄŸradığı zorbalık yüzünden okula gitmemek için başını bir taÅŸla yarar. Kan oluk oluk yüzünden yanaklarına, yeÅŸilliklere sızar. Günlerini evde geçirmeye baÅŸlayan Mahito, bir gün nehir kenarında Balıkçıl ile karşılaşır. Balıkçıl, Mahito’ya annesinin yaÅŸadığını söyleyince Mahito yüzleÅŸmekten korktuÄŸu duygularıyla baÅŸ baÅŸa kalır. Odasından çıkmadığı günlerden birinde annesinden kalan günlüÄŸü bulur.
Günlük "Nasıl YaÅŸarsın?" sorusuyla baÅŸlıyor. "Nasıl yaÅŸamalısın?" sorusu gibi gereklilik taşımıyor, onun yerine ucu açık, öznenin kendisiyle ilgili bir soru yöneltiyor. Nasıl YaÅŸarsın? Nasıl yaÅŸamak istiyorsan öyle yaÅŸa der gibi içten, samimi, kendince var olmaya açık… Duygularıyla yüzleÅŸmek yerine Balıkçıl’dan kurtulmak için bir ok ve yay yaparak okun ucuna Balıkçıl’dan düÅŸen tüyleri takar. Ok Balıkçıl’ın uçuÅŸ tüyünden dolayı hedefi asla ıskalamaz. Balıkçıl’ı gagasından vurur. Balıkçıl artık uçamayan yürüyen kısa boylu, huysuz fakat sevimli bir arkadaÅŸa dönüÅŸür ve asıl hikâye baÅŸlar. Gerçek arkadaÅŸlar da öyledir, seni zorlar, kızdırır, zaman zaman kırar fakat her zaman yanındadır.
​
Balıkçıl ile beraber evin biraz ilerisindeki annesinin yerini alan teyzesini aramak için büyük büyük amcasının yaÅŸadığı yıkılmaya yüz tutmuÅŸ kalesine gider. Burada her ÅŸey form deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. Miyazaki, doÄŸum- ölüm, varlık- yokluk, acı- sevinç yaÅŸam döngüsündeki zıtlıkları "kale metaforu" üzerinden verir. Annesini bir kanepede uyurken gören Mahito, onu uyandırmak isteyince annesi bir suya dönüÅŸür. Akıntıya kapılıp giderken altın renkli bir kapı görür, kapının arkasındaki pelikanları serbest bırakır. Bu sahnede Kiriko girer. Pelikanlara ateÅŸli ok atar fakat isabet etmez, hepsi uçup gider. Kiriko’yu takip eden Mahito doÄŸumla ölümün iç içe olduÄŸu evrene geçer. Gece olunca bahçeye çıktığında ÅŸeffaf, beyaz balona benzeyen bir ruh eline konar. Sonra binlercesi gökyüzüne havalanır. Kiriko, bunların warawara (doÄŸmamış ruhlar) olduÄŸunu söyler. Birden serbest kalan Pelikanlar warawaraları yemeye baÅŸlayınca AteÅŸ Kadın Himi Pelikanları ateÅŸli ok atar, pelikanlardan biri bahçeye düÅŸer. AÄŸzından oluk oluk kan akarken: “Denizde yiyebileceÄŸimiz balık çok az bu yüzden warawaraları yiyoruz. AteÅŸ Kadın da bizi vuruyor. Cehennem gibi bir yer burası.” Bu replik, Pelikanları göçe zorlayarak yaÅŸam döngüsünü bozan insanın kendi sonunu getireceÄŸini vurgular. İlk sahnede Mahito’nun başından sızan kan, bu sahneyle pelikanın aÄŸzından sızmaya baÅŸlar. Himi’nin, Mahito’nun ekmeÄŸine sürdüÄŸü reçelle kan simgeleÅŸir. YaÅŸam reçelli ekmek kadar düÅŸ, ölüm kan kadar gerçektir.
​
Mahito’nun annesi AteÅŸ Kadın Himi, savaşın yangınından çıkıp oÄŸluyla vedalaÅŸmak için warawaraların yaÅŸadığı evrene gönderilmiÅŸtir. Anlaşılacağı üzere kalede zamanlararasılık söz konusudur. Anne oÄŸul deÄŸil; iki çocuk, iki arkadaÅŸ teyzeyi bulmak için kalenin içindeki kapıların birinden geçerler. Anne ve teyzesinin büyük amcasıyla karşılaşırlar. Büyük amca Miyazaki’nin ta kendisidir. Büyük amca, Dünyayı Mahito’ya bırakmak ister. Elindeki üst üste dizili; küre, kare, dikdörtgen taÅŸları göstererek on üç günde bir yenileyeceÄŸin kendi dünyanı inÅŸa edebilirsin, der.
​
Asya toplumlarında yaÅŸam döngüsünü saÄŸlayan yaÅŸam çiçeÄŸinin on üç günde bir kendini yenilediÄŸine inanılır. YaÅŸam felsefesi doÄŸa eksenli Miyazaki’nin bu seçiminin tesadüfi olmadığını düÅŸünüyorum. Mahito taÅŸlara bakarak taşı kendi kafasına vurduÄŸunu hatırlayıp bir dünya inÅŸa edecek kadar iyi olmadığını söyler. Bu sırada muhabbet kuÅŸlarının başı gelip taÅŸları hızlıca dizmeye baÅŸlar fakat taÅŸlar yıkılır. Miyazaki, torunu özelinde bütün çocuklara kendi dünyalarını kendilerinin kurabilecekleri mesajını verir. Belki bu yüzden Mahito taÅŸları dizemeden kale yıkılmaya baÅŸlar. Mahito, Himi, Kiriko, Balıkçıl teyzeyi dışarı çıkarmayı baÅŸarır. Kaleden çıkışlarından sonra Balıkçıl, Mahito’ya yanına hatıra bir ÅŸey alıp almadığını sorar. Mahito taÅŸlardan birini gösterir. Balıkçıl “Unutursun, zamanla unutmalısın” der. Savaşın üzerinden iki yıl geçtikten sonra Mahito, babası, teyzesi, kardeÅŸiyle Tokyo’ya dönme kararı alır. Mahito, son sahnede cebinden çıkardığı bir ÅŸeye bakar, izleyiciler bilir ki bu Mahito’nun sakladığı taÅŸtır. Anıya dönüÅŸüp yaÅŸam döngüsünde yer alan hatıralar unutulmazdır.
Sevgili okurlar, Miyazaki sinemasıyla henüz tanışmadıysanız bu yazıyla tanışmış olacaksınız. İzleyince ruhunuzda sakladığınız çocukluk anılarını hatırlayabilir, içinizdeki çocuÄŸa sarılabilirsiniz.
