top of page
ayşegül atılgan.jpg

Ayşegül ATILGAN

03.06.2021

DÜĞÜMLERE BİTİŞİK

     Yazarın ilk hikâye kitabıdır. Hikâyelerindeki dil işçiliğinden Merve Sevde Selvi’nin yazma serüveninin çok eskiye dayandığı anlaşılmaktadır. 
  Düğümlere Bitişik hikâye kitabının içinde on beş hikâye yer almaktadır. Ah Bre Selanik, Vedia, Ben Buralı Değilim, Yol, Yoldan Gelen, Üzüm Buğusu, Bağ Bozumu hikâyeleri mübadele yıllarında yaşanan göçlerin izlerini taşır. Ah Bre Selanik yazarın Ayarsız dergisi için yazdığı ilk hikâyedir ve çıkış hikâyesi olarak oldukça başarılıdır. “ Yaşamak bizim için daha iyi bir yaşamayı beklemekten ibaret değil miydi, artık?” (Ah Bre Selanik, s.15) Geçmişin tozlu raflarından çıkıp gelen bu cümle bugünün göçlerine kadar uzanır. 
         Yazarın Yol hikâyesinde yol için kullandığı yılan metaforu, H. Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu'da kullandığı metaforu anımsatır. Bihter’in ölüm sahnesinde silahın kıvrıla kıvrıla kalbini bulması içindeki yılanın onu zehirlemesine son vermesini anlatırken, Selvi’nin metaforunda yılanın kıvrılmaktan başka bir yolunun olmadığı anlatılır. “ …yol kıvrıla kıvrıla öğretmenin ayaklarına dolandı, oradan koynuna sokuldu ve yüreğine düğümlendi.” (s. 80) 
      Her hikâyesinde farklı bir kurmacayı yakalayan yazar, günümüz insanının varoluşsal sancılarına da değinmiştir. Şizodüş, Kanama, Psychedelia/ Sarı Güneş Işıkları bu sancıların yer aldığı hikâyelerdir. Şizodüş hikâyesinde kendi kendine düşünmekten, konuşmaktan yorulan karakterin mektuba sığındığını görürüz. “Epeydir yazmıyordum sana… Dört duvarla muhabbet kurdum, sana yazmadığım vakitlerde…”(s.91)
   Küseğen hikâyesinde “Erkekler ağlamaz” baskısı yüzünden ağlamamaya çalışan küsen bir erkek çocuğunun babasından yediği tokat karşısında ağlamadığı görülür. “Erkekler de ağlar, küser” yargısını yazar, finalde verir: “…hasta yatağına yaklaştım, babamın sol gözünde yaş vardı.” (s.42)
       Dağların Çağrısı,  kendi benliğini bulmak için doğup büyüdüğü yere dönen Hülya’nın hikâyesidir. “Kendimi bilmek, bulmak istiyorum. Bu; su, ekmek, uyku ihtiyacı gibi birden hâsıl oldu; noksanlığı, içimdeki hiçbir şeyle dolduramayacak bir gedik gibi günden güne büyüdü. Her şeyi bırakıp kendimin peşine düştüm." (s.69)
       Elhamra Sineması Takdim Eder hikâyesi geçmiş ve günümüz hikâyelerinden farklı olarak Yeşilçam filmden bir kare gibidir. Bir filmde sahnelerin her detayının gösterilmesi gibi yazar da bize bütün sahneleri ayrıntılı bir şekilde gösterir öyle ki başkarakterin aniden gelen tuvalet ihtiyacı bile atlanmamıştır. “Yanımda içindeki türlü esrâra kilit üstüne kilit vurmuş bir mahfaza gibiydi, tüm kilitlerinin dilini çözecek anahtar ben olmalıydım.” (s. 49)
          Bir Yaşam Taslağı hikâyesi yazarın kurmacada geldiği noktayı gösterir. Biraz daha demlense hikâye, romana dönüşecek niteliktedir. “Bugün benim doğum günüm, gerçi hem doğum günüm hem değil. Yurttan ayrılırken öğrenmiştim bu hikâyeyi. Bulunduğumda kurumda çalışanların kimi adımı, kimi soyadımı, kimi doğum tarihimi belirlemiş…” (s.130) 
         Ve bütün hikâyelerinin bir düğümü olduğunu düşünen yazar, kitabına Düğümlere Bitişik adını koyar: “Adımı üstümden düşürmenin hürriyetiyle konuşuyorum, çağrılmayı artık ummadığım yerden.”  (Düğümlere Bitişik, s.57) 
       Yazarın düğümlere bitişik hayal âleminden okurların çözümleyeceği hikâyeler… Naçizane tavsiyemdir, düğümler kördüğüm olmadan okuyunuz.

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
IMG-20210403-WA0009.jpg
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page