Kalbimdeki Boşluk

​

     “Mutlu insanlar vardır. Ama kalbinde hiç boşluk açılmamış insan var mıdır?
      Kiminin yüzeydedir boşluğu, kiminin de çok daha derindedir.
Bazısının çocukluğundadır. Bazısı farkında bile değildir bir boşluğu olduğunun.
     Ben şuna inanıyorum: Kimisi de kalbindeki boşluğu keşfedip nasıl kapatacağını öğrenir.”

​

      Psikolojik roman türünde nitelendirilebilecek "Kalbimdeki Boşluk romanında böyle sesleniyor Duygu Göker Şentürk okurlarına. 

​

      Kalbimdeki Boşluk, yazar Duygu Göker Şentürk’ün içten ve etkileyici anlatımıyla, okuru derin bir iç yolculuğa çıkarıyor. Kitabın merkezinde yer alan genç bir kadının kendiyle yüzleşme süreci, aslında hepimizin içinde taşıdığı görünmez boşluklara ayna tutuyor. Ne mutlu o aynadan kendine bakabilene!

​

      Roman, ebeveyn tutumlarının bireyin kişiliği üzerindeki etkilerini cesurca ele alıyor ve çocuğa karşı alınan tutumların nelere yol açabileceğinin altını çiziyor. "Kabul görmek" uğruna benliğimizden nasıl uzaklaşabildiğimizi gözler önüne sererken, kendi iç sesimize kulak verip kendimize odaklanmanın iyileşmenin anahtarı olduğunu da etkileyici bir kurguyla hatırlatıyor.

​

       Şentürk’ün yalın bir dille kaleme aldığı her sayfa, okuru kendi hayatına dair bir sorgulamaya davet ediyor. Sadece roman karakterinin değil, okurların da içsel boşluklarını anlamlandırmasına bir fırsat sunuyor. 

​

      "Dostluk" kavramının belki de  yeniden tanımlandığı, aşkın anlaşılma duygusuyla ön plana çıkarıldığı bu sarsıcı hikâye; samimi, duru ve insanî bir anlatıyla okuru sarıp sarmalıyor.

 

      Kalbimdeki Boşluk, okurun kalbine dokunan; kendini tanımaya cesaret eden ve samimi bir sohbete ihtiyaç duyan herkese hitap eden sıcacık bir kitap.