Yaşar KEMAL
İnce Memed 1
Yaşar Kemal okumak teninde sarı sıcağı, emeğin alın terini, ayağında çakırdikeninin acısını, gölgesinde soluklanılan ağacı, tozlu yolları, dağları, taşları, ovaları, suyun çağıl çağıl çağlayan gözünü, paylaşılan ekmeği, aşı, yüreğinde umudun türküsünü, varıyla yoğuyla Anadolu insanını; velhasıl içimizden, o çok içimizden hayatları, duyumsayışları bir an kadar canlı, uzansan dokunacak kadar yanı başında hissetmektir. Çünkü onun usta kaleminden dökülen her sözcükte coğrafyasından insanına değin mürekkebine usulcacık süzülüp karışan yaşanmışlıkların, gözlemlerin, yüreğinde ve belleğinde yer edinenlerin izi vardır. Kendi ifadesiyle ‘bir yanını insana, bir yanını doğaya, bir yanını da insan değerlerine dayayışından,’ kayağını yaşamın öz suyundan alışındandır satır satır kaleminden dökülenlerin gürül gürül akıp kaynağına yani yaşama bu denli karışması; kurgunun ötesinde bir gerçekliğe ulaşıp yeni baştan yaratılması, hatta zaman zaman daha da öteye geçip destansı boyutlara ulaşarak dilden dile sözlü edebiyata karışacak kadar halka mâl olması…
İşte Yaşar Kemal’in otuz iki yılda emek emek yazdığı İnce Memed, kalemindeki ustalığın adeta şahlandığı, dilinin zenginliğiyle, doğayı kusursuz bir canlılıkla betimlemesiyle, insan ilişkileriyle Çukurova’nın düzlüklerinden Toroslar’ın eteklerine değin uzanan bir başkaldırının öyküsü; ana karakteri kurgunun ötesinde epik bir gerçekliğe ulaşarak Çukurova insanına mâl olmuş, halk ozanlarının dilden dile anlattığı epopelere karışarak sözlü edebiyat geleneği içinde kendine yer edinebilmiş kült bir eser. Yaşar Kemal’e göre ister sanatta, ister politikada olsun esas alınması gereken şey halkla beraber yürümek, onun dostluğunu, sevgisini kazanmaktır. Bu başarılıncadır ki insan aldanmaz. Ona göre insanlığın yüreğine girmiş her büyük insanın elinde halkın eli olduğu görülür. Şüphesiz İnce Memed’in bir kurgu olmanın ötesine geçerek halk ozanlarının dilden dile anlattığı epopelere karışmasında, bu denli benimsenip sevilmesinde Yaşar Kemal edebiyatının halkla beraber yürümesinin payı yadsınmamalıdır. Dörtlemenin her bir cildinin her bir satırında halkın yüzyıllardan bu yana yaşadığı sömürüyü temele almasından Anadolu kültürünü eserine nakış misali ince bir özenle işlemesine değin halkı ve halkın yaratısını kocaman bir kucaklayış vardır. Zira Yaşar Kemal bizatihi halkın elini hep sıkıca tutup, gerek öz yaşantısında gerekse yazın hayatında o değerli eli asla bırakmamış -bana göre - o büyük insanlardan biridir.
Yaşar Kemal kaleme aldığı dörtlemenin ilk cildinde okurunu toy bir delikanlı olan İnce Memed’in peşi sıra cumhuriyetin ilk yıllarında ağalık düzeninin hüküm sürdüğü, Toroslar’da sayısız eşkıyanın kol gezdiği bir döneme doğru soluksuz bir yolculuğa çıkarırken, ağa-köylü, doğa- insan ilişkileri çerçevesinde topraksız köylünün gördüğü zulmü, yaşadığı aşağılanmayı, yoksulluğu; velhasıl yöre halkının ağasından eşkıyasına yüz yüze geldiği sorunları alabildiğine gerçekçi ve çarpıcı bir dille gözler önüne seriyor. Dikenlidüzü’ndeki beş köyden en büyüğü olan Değirmenoluk’ta anasıyla birlikte yaşayan kendi halindeki yetim İnce Memed’in beş köyün toprak sahibi Abdi Ağa’nın elinden çektiklerine, yediği dayaklara dayanamayıp köyden kaçmasıyla başlayan uzun soluklu yolculuk, Memed’in Abdi Ağa’yı ve yeğenini vurmasıyla eşkıyalığa kadar uzanıyor, dağ insanının namlusuna karışıyor. Daha toy, sıskacık, yüzüne ve haline bakan insanın eşkıya demeye dilinin varmayacağı, eline silahı yakıştırmayacağı denli genç, tertemiz bu yavru, ağaları tir tir titreten, namı bir baştan bir başa Toroslar’a yayılan bir efsaneye dönüşüyor. Fakat ne olursa olsun o temiz yanı, içindeki iyiliği koruyor İnce Memed. Çünkü onun eşkıyalığı ne çalıp çırpmak ne de iki kuruşu karın tokluğuna çalışıp zor zoruna bir araya getiren fukaraya karşı; onun derdi yalnızca kendisine zulmeden Abdi Ağa ve Abdi Ağa gibilere karşı bireyselden toplumsala uzanan bir başkaldırı!
İlk sayfasından son sayfasına kadar okurunu satırlarıyla sarıp sarmalayan bu kıymetli satırlara daha fazla geç kalamadan yolunuzun ve yüreğinizin düşmesini temenni ediyorum. Edebiyatla ve keyifle kalın.