Kübra AÇIKGÖZ
16.06.2021
SANMA BİÇİMLERİ
Herkesi Kendisi Gibi Sanma
Var mıdır acaba bol sayıda yaşantı geçirmeden ve zihninin kalıplarını yıkmadan herkesi kendisi gibi sanmayan bir Allah’ın kulu?
Bence yoktur. İnsanlar belli bir zamana kadar herkesin aynı dünyaya ve aynı şartlara doğduğunu düşünür. Kendisi ne yiyip ne içiyorsa, kendisi ne giyiniyorsa ve nasıl eğleniyorsa diğer insanların da aynı şeyleri yiyip içtiğini, aynı şeyleri giyindiğini ve aynı şekilde eğlendiğini zanneder. Hatta ve hatta kendisi neler düşünüyorsa, nelere inanıp nelere inanmıyorsa diğer insanların da aynı şeyleri düşündüğünü ve aynı şeylere inanıp aynı şeylere inanmadığını sanır. Bu sanma biçiminin hemen hemen herkeste oluşması doğaldır. Fakat aynı sanma biçimiyle yaşamaya devam etmesi kendisi için de başkaları için de tehlikeli bir durumdur. O yüzden herkesi kendisi gibi sanan bir insanın kendini sorgulaması, hayata daha geniş açıdan bakabilmeyi öğrenmesi gerekir. Zira ‘herkesin kendisi gibi olmadığı’ gerçeğiyle yüzleştiği zaman insanlarla ve yaşamla sürekli bir çatışma içerisine girecektir. Tek doğrunun kendi doğrusu olduğunu sandığı için herkesin kendisi gibi yaşamasını isteyecek ve zihninin dar alanlarında sıkışıp kalacaktır.
Dünyayı Kurtaracağını Sanma
Her birimizin özellikle genç yaşlarda coşkuyla inandığı bir düşünce vardır: Dünyayı kurtarma düşüncesi. Bu düşünce adeta zihnimizin her alanını kaplar. Tüm dünyanın tek kurtarıcısı olarak kendimizi görürüz. Bütün savaşları bitireceğimizi, bütün adaletsizlikleri yok edeceğimizi, zulüm kavramını yaptığımız işler sonucu ortadan kaldıracağımızı düşünürüz. Bu düşünce ile oradan oraya koşuşturup enerjimizi tüketiriz.
Dünyayı kurtaracağını sanmanın evrilmesi gereken fikir, yalnızca kendi dünyamızı yaratıp o dünyayı istemediğimiz fazlalıklardan kurtarabileceğimiz fikridir. Kendi dünyasını istediği gibi tanzim edemeyen insanın ‘bütün dünyayı istediği gibi düzenleyebileceği’ fikrini yıllarca zihninde taşıması boşuna bir yüktür. Çünkü bu fikir yalnızca bir gençlik heyecanıdır ve öyle kalmalıdır.
Hayatı Doğrusal Sanma
“Hayat doğrusal değildir.” Bu cümleyi nerede okuduğumu hatırlamıyorum. Fakat bu cümlenin karşıma çıktığından beri her gün kendini doğruladığını biliyorum. Bizler bir kişi, bir olay, bir durum hakkında çok kolay bir şekilde yorum yaparken hayatın her insana farklı farklı oyunlar kurduğunu unutuyoruz. Dünyada ne kadar insan sayısı varsa o kadar farklı hayat, farklı bakış açısı, farklı algı, farklı zorluk vs. vardır. Kimsenin hayatı kimseninkine benzer, eşit ya da denk değildir.
Kendi yörüngesinde akıp giden dünyanın içinde olup bitenler, dışında olduğu gibi aynı hâl üzere devam etmez. Bir hayat bir başka hayata ulanamaz. Aynı sebepler her zaman aynı sonuçları doğurmadığı gibi aynı sonuçların oluşması da aynı sebeplerden ötürü değildir. Hiçbir kimse herhangi bir kimsenin hayatına dışarıdan bakıp da onun hayatını sorgulama, yorumlama hakkına sahip değildir. Kaldı ki aynı hayatı yaşadığını düşünüyor olsa bile o hayatı aynı kişi olarak yaşamadığı için o hayatın merkezinde olsa bile sorgulama yapamaz. Aynı evin içinde aynı şartlar içinde yaşayan insanların hayatları bile birbirinden farklıdır. Hayatları, aynı doğru üzerinde hareket eden nesneler gibi sanmak insanın kendi zihnine yaptığı en büyük haksızlıklardan biridir.