top of page
image2 (3)_edited.jpg

Güneş ÖZTOPRAK

15.03.2023

SEVDA MECBURİ İSTİKAMET

thumbs_b_c_d224872f05893522bcda5e0e55190e8b-min.jpg
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle

   Yönetmenliğini Çağan Irmak’ın yaptığı, “Sevda Mecburi İstikamet” 6 Ocak 2023’te vizyona girdi. 97 dakikalık filmi yakın zamanda İstanbul Beyoğlu sinemasında izleme imkanı buldum.
   Filmde ana karakter Selim Erensoylu, Yeşilçam’ın en önemli jönlerinden biridir. Gençliğin verdiği güzelliğinin ve yeteneğinin farkındadır. 
Film, ana karakterimizin gençliğiyle başlar. Sahneler nostaljik esintilerle akıp giderken, Selim’in geçmişi ve bugünü arasında gidiş gelişlerine şahit oluyoruz. Selim’in hayatında yarım kalan, eksiklik duyduğu bir şeylerle ilgili meselesi olduğunu her sahnede hissediyoruz. Yakışıklı jön bir film çekimi sırasında Sevda ile tanışır ve ona aşık olur. Bu aşkı evlilikle taçlandırırlar. Ardından Suna ismini verdikleri bebekleri dünyaya gelir. Kızları henüz 4 yaşına geldiğinde otizm teşhisi konur.

4570-qjsVR-min.jpg

   Selim’in sinema yaşamı kızının özel durumu ile çalkalanır. Otizmli bir çocuğun babası olarak sinema sektöründe itibarının zedeleneceği ve şöhretinin azalacağı korkusuyla bu durumu saklamaya çalışır. Önce yalandan bir boşanma töreni düzenlerler, ardından kızlarının öldüğüne dair yalandan bir cenaze töreni. Sinema sektöründeki insanların etkisiyle hayatına farklı bir yön vermeye başlar. Aslında bunu yapan kendisi değil diğer insanlardır. Selim iç dünyasında kendisiyle çatışan, şöhret düşkünü bir adamdır. Jön prömiyesi, Selim Erensoylu (Selçuk Yöntem) filmin son sahnelerinde kendini şu sözlerle ifade eder; “Bu yaşadıklarımızın suçlusu ben değilim, hayatım süresince hep benden isteneni yaptım. Karımı ve kızımı üzdüm. Bunun bedelini de ağır ödedim”
    Sevda ise gururlu, fedakar ve sevgisine sahip çıkan bir kadındır.      Sevda’nın yaşlılık dönemini canlandıran kişiyse tanıdık bir isimdir. Ertem Eğilmez’in oyuncusu, Hababam Sınıfı’nın gamzeli güzeli Sevda Aktolga.
Nihayetinde, Selim’in üst üste söylediği yalanlar gazeteciler tarafından açığa çıkarılır. Ünlü yıldızın parıltısı çok sürmeden söner ve tahmin edilebileceği üzere hem kariyerini hem de Sevda’yı kaybeder. Yaşamın ve gençliğin sis gibi uzaklaştığı yaşlılık döneminde eve döner. Sevda bu dünyadan göçüp gitmiştir artık. Sevdiği adama en sevgili armağanı, kızları Suna’yı ve birlikte geçirdikleri her anı kayıt altına aldığı bir video bırakır. Fakat video Suna’nın bilgisayarındadır. Selim hikâye boyunca neyin eksik kaldığından veya ne yapmak istediğinden tam olarak bahsedemez. Zira gençliği yanı başında bir gölge gibi onu adım adım takip etmektedir. Yine bir yarım kalmışlık... Selim Suna’yla iletişim kurmaya, onun dünyasını anlamaya çalışsa da bu hiç kolay olmayacaktır. Suna dış dünyaya kapalı ve annesinin ölümünü kabullenemeyen bir genç kızdır. Özel durumu yaşamındaki en ufak sorunu kriz haline sokar. Selim ne vakit Suna’ya dokunmak yahut sarılmak istese karşılığında şu sözleri işitir; “Bu ellerle mi?” Selim’in yaşlanmış ve titreyen ellerini göstererek... Fakat sevgili babası kızını sevmekten ve onun dünyasına girme mücadelesinden asla geri adım atmaz. Suna’ya giden yol saf sevgiden geçecektir.
   Otizmli çocuklar konusunda farkındalığımızı artırma gerekliliğini unutmadan, olanı olduğu gibi sevmeyi öğrenmeliyiz. İnsan olarak sahip olduğumuz konumlardan bakarak “öteki” olanı sevmemek gibi büyük bir yanılgıya düşmemek gerekir. Film bir yaşam yolculuğu ve arayışı olarak ilerlerken adından da izler taşır: “Sevda Mecburi İstikamet”
    Teoman’ın eşsiz sesi ve müziği filmi tamamlayan en önemli parçalardan biridir.


“İnsan gençken çok bencil
Tartamıyor kalbini
Pişmanlıklar sonradan
Bırakmıyor peşini
İnsan bazen kırılgan
Yaralanır bir bakışla
Sevgisini düşürür
Titrek ellerinden
Anladım işte nihayet
Hayat geçmiş boşuna
Sürüklendim yılların ardında
Sevda mecburi istikamet”


    Beyoğlu Sineması’nda sadece üç beş kişiyle böyle bir filmi izlemek beni şaşırttı diyebilirim. Salgın sonrası yaşamlarımızdaki değişimden en çok etkilenen, dijital platformlara olan alışkanlıkların da etkisiyle sanırım sinema kültürü oldu. Umuyorum ki, bu eşsiz kültürden böyle kolay vazgeçmeyiz ve sinemaya sahip çıkarız. Çağan Irmak’ın en iyi filmi diyemesem de bu filmin kalbinize ve ruhunuza dokunacağına inanıyorum. İyi seyirler.

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page