top of page
özlem özağaç.jpg

Özlem ÖZAĞAÇ

01.02.2022

DİRİYİZ NOKTA

www.romanoku.org Kopyası Kopyası Kopyası Kopyası Kopyası Kopyası Kopyası-min (1).jpg
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle

"…Benim hiç hakkım yoktur
Ben akıldan yoksun
Ama vazifem çoktur
Adem'in yediği elma
Hep benden mi sorulur?
Çünkü adım kadın
Kadınım hükmüm yoktur…"


     Adım Kadın şarkısı eşliğinde yazıyorum yazımı. Kitap Ağacı Sabit Fikir Kulübü olarak yeni yıla bir kadın hikayesi ile başladık. Geçen sene ekim ayında okuyucu ile buluşan Ülker Abla, ülkemizde vuku bulan trajik kadın hikayelerinin sayfalara işlenmiş hali. Cinsiyetlerimizin etiketlerimiz olduğu bu dönemde Ülker Abla’nın hikayesini okurken içimiz burkuldu ama ağlamadık. Önce ah, dedik sonra başını sokacak bir çatı bulmasına oh çekerek sayfaları çevirmeye devam ettik. Hepimiz alıştık hepimiz alıştırıldık... Şimdilik diri olan kadınların hikayesi ile örülü her bir yanımız.


“Ben : Ülker : Diriyim. Şimdilik.

...

Ne sığınabilecek bir geçmişim ne yürüyebileceğim bir gelecek var. Ben burada, sığındığım yerde mahsur kaldım. Şimdide.”


      Oğlu askere gittikten sonra kendisini evde tutacak kimse olmadığını anlayan Ülker, bir gece evini terk eder. Nereye gidecektir? 


“…O saniye bende jeton düştü. Bir kere de adam beni hastanelik etmeden, kendi kendime gideyim dedim. Şu geceyi acil servisin bekleme salonunda kazasız belasız atlatayım da sabah ola hayrola dedim…”


        Ülker’in hastane ile yakın bir bağı vardı. Yirmi yıldır yediği koca dayağı… Tabi ki geceyi evinden sonra en iyi bildiği yerde, hastanede geçirecekti. “Acilde otur otur nereye kadar?” Önce kan bağışı yaptı,  karnını doyurmak için. Sonra bir cesaretle dahiliye servisine çıktı. Ülker’i refakatçi sanıp yemek verdiklerinde dünyadaki en mutlu insandı. Kalabalık bir devlet hastanesi olsa da çalışanlar durumu fark etti. Lakin para her kapıyı açardı, hastalardan aldığı bahşişleri hastabakıcılara vermek şartıyla gönüllü olarak kimsesi olmayan hastalara refakatçilik yapacaktı.  Artık Ülker Abla’ydı!


       Kimsesizlerin kimsesi oldu Ülker Abla. Yalnızlara yoldaş, bir bardak su veren, yemek yediren, altlarını temizleyen…  Televizyonsuz odalarda canı sıkıldı. Kitap okuduğunda ilginin bölünmesinden şikayet eden hastalar yüzünden okumayı bıraktı. Bir gün yan yatağın refakatçisinden Froyd’u, Lakan’ı dinledi.  Lakan’ı sevdi ama Lakan’ın  da Froydcu olduğunu öğrenince küfürlerini ikisine pay etti. 


      Hastanenin karşısındaki düğün salonunda ücretsiz pasta servisi vardı. Ülker Abla’nın aradığı değişiklik ayağına geldi. Damat tarafı gelin tarafı sandı, gelin tarafı karşı tarafın akrabasıdır dedi. Hem yedi, hem oynadı, hem de gelin ve damatla kameralara poz verdi. Barınma ve beslenme ihtiyacı karşılanıyordu. Evren Ülker Abla için işleri kolaylaştırıyordu. Zira bir ara örgü örsün diye şiş bile vermişti ona. Şişler sonra bir olaya karıştı. 


       Mescit de nasibini aldı Ülker Abla’nın uykularından. Yokluğunda hemşireler merak etti onu. Yaraları iyileşsin diye geldiği hastanede onu merak eden birileri olmuştu. Mutlu muydu? Diriydi. Şimdilik. 
Hastane koridorları, mescit derken bir çatı da buldu kendisine. Eski komşudan arkadaş olmadı. Yine en rahat ettiği yere döndü. Pişman mıydı? Diriydi. Şimdilik.


       Antabus’u okuyanlar Ülker Abla’yı hemen tanıyacaklar. Ülker Abla orada Leyla’nın rehberiydi. Ortak bir karakter olsa da iki kitabı birlikte okuma zorunluluğu olmadığını söylemeliyim. Son kitap Ülker Abla’yı kendine has özellikleriyle okuyucuya daha iyi tanıtan bağımsız bir anlatı. Arka kapakta da yazıldığı gibi Türk edebiyatına armağan edilmiş güçlü bir kahraman.


      Kadının adı ne zaman silindi? Kaçtığımız baba evinden konduğumuz koca evi kaç Ülker’e dar geldi? Hangi dayak şahitsiz geçerlidir, hangi dayak hastaneye gitmeyi gerektirir? Hangisi göz yaşları ile  geceyi sabah ettirir? Kadının kendisi olması için kaç profesörün imzası gerekir?
Ülker Abla günümüz Türkiye’sinde yaşanan üçüncü sayfa haberlerinin bir sentezi gibi.  Kaç Ülker Abla’ya ulaşır bilinmez ama okuyanların kulaklıklarını çıkartmalarına vesile olabilir.


       Sevgiyle ve kitapla…


Not: Kitap Ağacı Sabit Fikir ailesine teşekkürler. 

Froyd ve Lakan kitaptaki gibi yazılmıştır. 
Meraklısı için Zuhal Olcay’ın güzel sesinden şarkının linkini de bırakıyorum. 

https://www.youtube.com/watch?v=FEYgraeaEVY 

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page